30 Ocak 2011 Pazar

İçimi Dökmeme İzin Verin Piliizz

Son arzun nedir diye gelip de bana sorsalar
Gözlerime bakıp da her şeyi anlasalar...

Yazının şarkısını başta vermek istiyorum dinleyin okuyun ve ağlayın diye.. Ya da en azından etkilendiğinizi gizlemeyin diye..

http://ufizy.com/#vxp8zUzc1IM/r/!/

Dalgalar vuruyor gönlüme. Çarptıkça içime, kayaları parçalıyor, sağasağlam ayakta durmama yarayan kayaları... Falezler oluşturuyor yüksek, tehlikeli, aşılmaz.. Tam ucundayım düştüm düşeceğim.. Tutuyor birileri.. Tutmasalar belki daha iyi, düşsem soğuk sulara bi çarpsam yere acıyı ucundan değil tamamen tatsam..
Şükretmelerim anlamlı olur o zaman. Her şeye sahipken hiçbir şeye sahip değilmiş ruh halinden çıkarım böylece..
Her şeye sahiplik.. İşte o bende hiçbir zaman tam olmadı.. Yarım yamalak yaşanan her şey.. Yoluna gircek herşey diyorlar. Bilmem girecek mi gerçekten??
Teşbihte hata olmaz.. Mutluluk çamaşır suyu, mutsuzluksa domestos..
Akar gider mutluluk, doyum olmaz ama kendini fazla da yaşatmaz. Etkisi de çok sürmez. Kısacık anlarla yetinmelisin der sanki, salak şey. Halbuki yetmez ki kimseye hiçbir zaman.
Bir kavanoz balım var ama kapağını açamıyorum. Camından yalamaya çalışıyorum.. Bendeki kader ya o cam incelir de dilime batar benim. Kimse kavanozu açmaya yeltenmez. Zoru sevene müstehak bunlar..
Mutsuzluksa öyle koyu kıvamlı ve öyle sinsi ki fark etmeden sarıyor bütün bedenini.. Her şey batmaya başlıyor. Saçma sapan ağlama krizleri. Hiçbir şey susturmuyor seni, için acıyor.. İsyan bayrağı çekiyorsun her şeye, herkese.. Varsa yanında birileri -hele de en çok istediğin, sevdiğin- çabuk atlatıyorsun.. Hatta şöyle bir dokunup geçiyor o kadar. Yoksa işte o zaman kötü.. Varsa ve yanında yoksa onu hayal dahi edemezsin..
Yollarda yürümek istemiyorsun, mutlu olanlar seni daha da beter ediyor. Katil olmak işten bile değil, ah bi gebertsen şu mutluları.. Sana sadece kısacık bahşedilen mutluluk anlarına birsürü birsürü sahip olanları.. İçin o zaman da soğumaz ki.. Nerede senin mutluluğun onu araman lazım. Ama ona da gücün yok. İsteğin?? O hiç yok..
Pozitif diye bilirken herkes seni sen hızlı bir şekilde pesimistliğe geçiş yapıyorsun. Sonrası.. Sonra o fasit döngü içinde kısılıp kalıyorsun.
Hep beklemen söyleniyor, sabretmen.. Oysa sen bundan bıkalı çok olmuş.. Sabır kelimesi bütün cinlerini tepende toplayıp tepiştirmeye yetiyor.. o tepişmeden çevrendeki herkes etkileniyor. Sonrası daha beter bir yalnızlık..
Cennet vaat ediliyor sana oysa sen cehennemi böyle yaşıyorsun. Umutlar, vaatlerle dönüp dururken cehennemdesin ve ne acı farkında bile değilsin..
Oysa cehennem günahlarımız yüzünden yanacağımız, günahlarımız bitince bizi cennete gönderecekleri yer değil miydi?? İyi de benim günahım yok ki.. Ben sadece sevdim o kadar delice sevdim..
Şimdi bu sayfayı kaydedip baştan okuduğumda ne olacak biliyor musun? Hiçbir şeyy.. Ve ben kalkıp yüzümü yıkayacağım, canımdan çok sevdiğim ailem bu birbirine karışmış suratı görmesinler diye..
Hep senin suçun Nilüfer.. Yoksa benim mutsuzluğum sadece kendi içimi sarmıştı.. Şimdi o yoğun kıvamıyla ne kadar tehlikeli herkese bulaşcak.. Bol ılık suyla yıkanmazsa çıkmaz.. Hem bana son arzun nedir diye sorsalar her şeyi sıçıp batırmış olurlar.. Daha ölmeye hiç niyetim yok...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder